Biliyorsun,
ölüyorum
Tembelliği
övdüğüm o boş derste meğer
Çocuklar
asude bir kinle zehirlemiş beni
Uykumda
boğulduğum bir düş görüyorum
Biliyorsun,
ölüyorum
Kime
güzel dedilerse her bahar sataştım
Körmüş
son sanemin elinden aldığım balta
Hasedimden
toy bekçiyle kavgaya tutuştum
Onulmazmış
bu düellodan aldığım yara
Gassaller
vasiyetimi sordukça gülüyorum:
İlacını
ahrazlar aramış dilimdeki kanserin
Kötü
şairler ırsi diyor umutsuzluğuma
Biliyorsun, ölüyorum
Biliyorsun, ölüyorum
Ölüyorum,
biliyorsun
Ben
ölürken evlenmiş Pollyanna ile Gandhi
Ben
ölürken tamamlanmış Çin Seddi alelacele
Azar
işitmiş zebaniler ve Chaplin
İsmimi
yanlış söylemiş filmin sonunda
Sonunda
Süleyman’ı deviren tahta biti beni de
Beni
de atar elbet intikam tarihçilerinin önüne
Bunu
biliyorsun sen uzak bir annelikle
Ölüyorum,
biliyorsun
Biliyorsun,
ölüyorum
Ve
aslında tanışmadık bile
Aramıza
giriverdi en şımarık intihar
Tenimize
asfalt döktü en laubali çile
Bırakmadı
bende başka hüzne itibar
Siyahlar
hep matem, beyazlar ukde
Bu
zamansız vezir fedasından beri
Seni
umdum aklımdan kan gelene kadar
Ölüyorum,
biliyorsun